‘Fâtıma’nın Eli’, sizlere şans getirsin

admin

“Fâtıma’nın Eli”  güç, bereket, dayanıklılık, üreme gibi insanlığın beklentilerine umut veren bir sembol olarak kabul edilmektedir. Her ne kadar yaygın olarak bir İslam motifi olarak kabul edilse de Ortadoğu ve Anadolu’da binlerce yıldır görülmekte olup günümüze çok sayıda örneği ulaşmıştır.

“Fâtıma’nın Eli” ya da “Hamse Eli” olarak bilinen sembol, Alevi kültüründe “Pence-i Âl-i Abâ” olup Hz. Muhammed, Hz. Ali, Hz. Fâtıma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin isimlerinin el şeklinde yazıldığı levhalara verilen isimdir.

Hz. Fâtıma ve Hz. Meryem

El simgesi İslam’a göre kutsal kabul edilen iki kadının, Hz. Fâtıma ve Hz. Meryem’in sembolü olarak kabul edilmektedir. Arapçada “Beş” anlamına gelen ve daha çok “Hamse Eli” olarak bilinen bu motif bir elin parmak sayısını göstermektedir. Hindularda “Humsa Eli”; Musevilerde “Hameş Eli” ya da “Miryam’ın Eli” adıyla bilinmektedir. Kimi kültürlerde yukarıya, kimi kültürlerde ise aşağıya dönük el şeklinde görülür. Kimi motiflerde baş parmak sağa, kimilerinde ise sola dönük şekilde çizilir. Özellikle Kuzey Afrika ülkelerinde yaygın olarak bulunmakta ve çok değer verilmektedir. Güç, bereket, dayanıklılık, üreme gibi insanlığın beklentilerine umut veren bir sembol olarak kabul edilmektedir. Her ne kadar yaygın olarak bir İslam motifi olarak kabul edilse de Ortadoğu ve Anadolu’da binlerce yıldır görülmekte olup günümüze çok sayıda örneği ulaşmıştır.

Hikâye; Hz. Muhammed’in “Vücudumun bir parçası, gözümün nuru; kalbim, ruhum ve vicdanım” dediği, soyunu devam ettiren kızı Hz. Fâtıma’nın helva kavurmasına dayanmaktadır. Hz. Fâtıma helva kavururken, eşi Hz. Ali’yi genç ve güzel bir odalıkla görünce, pişen helvaya elini daldırır. Ancak eline hiçbir şey olmaz, helvayı kavurmaya devam eder. O günden sonra Hz. Fâtıma’nın elinin kutsallığına, gücüne, yenilmezliğine, her güçlüğün onun eliyle aşılabileceğine olan inanç yaygınlaşır. Bu sembolün motivasyon kaynağı olmasının yanı sıra koruyucu bir kalkan görevi gördüğüne de inanılır.

Olumlu ve kurtarıcı olarak görülen “Beş sayısı ve el” kimi zaman bazı topluluklar arasında korkutmak amacıyla da kullanılmaktadır. Örneğin insanın elini başka bir insanın yüzüne doğru uzatması veya el ile yapılan basit bir hamle, tehlikeli bir lanet olarak düşünülebilir. Bir diğer anlatıya göre bu motif, Hz. Muhammed’in amcası Hz. Abbas’ın elidir. Hz. Abbas yeğenini düşmanlara karşı korumak için “Dur” anlamında kullanmıştır.

Beş parmak

Bazı İslam topluluklarında bu motifteki beş parmak, İslam’ın beş şartını işaret etmektedir; şehadet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, oruç tutmak ve hacca gitmek. Bir başka görüşe göre ise bu “Beş” işareti İslam’da tevhit, nübüvvet, velayet, ahiret ve adalet anlayışını temsil etmektedir.

Bir başka anlatıya göre ise bu sembol, İslam inancına göre kutsal görülen bir diğer kadın olan Meryem Ana’ya aittir. İnanışa göre Hz. Meryem, Hz. İsa’yı doğuracağı sırada bir dalı sıkıca tutar. Bu dal daha sonra el şeklini alır. Zaman içinde bu el sembolü güçlüklere karşı tutunacak bir dal, bir dayanıklılık sembolü hâline gelir. Hangi anlama gelirse gelsin binlerce yıldır bu sembolün bir nazarlık olarak insanları kötülüğe karşı koruduğuna inanılmaktadır.

Pence-i Âl-i Abâ

El motifinin Alevi inancında özel bir anlamı olduğundan yukarıda kısaca bahsettik. Aleviler Pence-i Âl-i Abâ”yı, aba / hırka altında korumaya alınmış, mensubiyetleri pekiştirilmiş ve yüceltilmiş kişiler anlamında kullanmaktadır. Sünni ve Şiî hadis kitaplarında yer alan bir rivayete göre, Hz. Muhammed, Hz. Ümmü Seleme’nin evindeyken, “Ey [Peygamber’in] ev halkı, Allah sizden yalnızca çirkinlikleri gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.” (Ahzâb 33) meâlindeki ayet nâzil olur. Bunun üzerine Hz. Muhammed, Hz. Ali, Hz. Fâtıma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’i abasının altına alarak, “Allahım, benim ehl-i beytim işte bunlardır; bunların kusurlarını gider, kendilerini tertemiz yap!” diye dua eder. Şiîlik’te Âl-i Abâ’ya önem verilmesi, konunun aşırı uçlar tarafından istismar edilmesi sonucu, etrafında batıl inançlar oluşmasına yol açar. Fâtıma’nın eli ile Âl-i Abâ, her ne kadar beş parmaktan oluşmaktaysa da birbirlerinden farklı anlam içermektedir.

Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi’nde bulunan, Kalender Paşa isimli bir sanatkâr tarafından hazırlanarak Sultan I. Ahmed’e (1603-1617) takdim edilen Türkçe ve Farsça Falnâme (Hazine nr. 1703) konusundaki en güzel eserlerden biridir. Bu yazma içinde yer alan ve “Pence-i Âl-i Abâ” olarak bilinen el motifi, her iki yanındaki servi ağaçları ve çiçekler ile çok güzel bir kompozisyon teşkil etmektedir

Sahrennâr

Uzun Firdevsî olarak tanınan Şerefeddîn Mûsâ Firdevsî’nin (1453-1517), 1487 yılında Balıkesir’de yazdığı bilinen “Da’vet-nâme” isimli eserinde, ellerini iki yana kaldırmış bir cin motifi bulunmaktadır. Âdem’den önce var olduğu ileri sürülen bu cin motifinin ilginç bir de hikâyesi vardır.

Âdem ile Havva’dan önce Allah’ın su ve toprak olmadan sadece ateş ve havadan yarattığı, baştan aşağı bütün bedeninde yüzler bulunan “Sahrennâr” isimli bu cin, Uzun Firdevsî’nin anlatısına göre; Allah’a yalvarıp kendisine bir dişi ister. Duasının kabulü ile bir de dişi Sahrennâr yaratılır. Bir süre sonra hamile kalan dişi Sahrennâr dört bin erkek cin doğurur. Kısa sürede Sahrennâr ırkı yeryüzüne yayılır ve fesatlık çıkartmaya başlarlar. Bu durumu gören Allah, meleklerine emir verir ve iyi-kötü savaşı başlar, ancak bu savaşta melekler başarısız olurlar. Allah iki melek daha gönderir ve başarı kazanmalarını sağlar. Melekler bütün çocukları yok ederler ve yalnızca karı-koca iki Sahrennâr kalır.

Beş sayısı

Şaman inancına göre “Beş” sayısı verimlilik ve iyi şansı simgeler. Beş, ilk iki asal sayının toplamıdır. İçinde kadınlığı ve doğurganlığı simgeleyen iki ile erkekliği simgeleyen üç sayısı bulunmaktadır. Beş sayısı, erken dönemlerde Tanrıça İştar’ın, daha sonraları ise Roma Tanrıçası Venüs’ün sayısı olarak kabul edilir. Çin geleneğinde de beş sayısının özel bir yeri bulunmaktadır. Beş, toprak, su, ateş, metal ve tahtayı simgelemektedir. Maya kültüründe beş sayısı tapınak yapımında da karşımıza çıkar, Maya tapınakları beş katlıdır.

Beş sayısı modern dünyada da kendine yer bulmuştur. Genellikle şans getirici olarak kabul edilen beş sayısının en güzel örneği Chanel’in en ünlü kokusuna verilen isimdir; Chanel No. 5.

Dilerim gerek “Fâtıma’nın Eli” gerekse “Beş” sayısı sizlere de şans getirir…

Yorum yapın