Atatürk’ün yalnızlığı ya da 2 Aralık 1922

admin

Tarih 28 Kasım 1922, yer Atina:

O gün saat 11:28’de 6 kişi idam mangasının önüne geçti.

İdam mangası Giritli 30 askerden oluşuyordu.

Askerler, sanıklara 15 metre mesafede durdular, 5’erli 6 gruba ayrıldılar.

İdam mangasına komuta eden albay, Afyon’da askerleri önünde kendisini azarlayan idamlık generali sandalyeye ters oturttu.

Nişan al, ateş, emriyle 3’ü eski başbakan, 2’si bakan, birisi de general 6 kişi kurşuna dizilmiş oldu.

Yapılan yargılamada müebbet hapis cezasına mahkûm olan 2 üst düzey devlet görevlisi kendilerini şanslı saydılar.

Şimdiki İngiltere Kralı Charles’ın babası Prens Philip zaten İngiltere’ye sürgüne gönderilmişti, o da şanslılardan birisiydi.

İdamlarla beraber Anadolu’da yaşanan mağlubiyetin ardından halkın isyanını bastırmak için kurulan İhtilal Komisyonu bu şekilde görevini tamamlamış oldu. Kaybedenler her zaman sorumlular bulur ve ceza keserek durumu idare etmeye çalışırlar.

Tarih 2 Aralık 1922, yer Ankara:

4 gün sonra “Kazananlar” cephesinde yaşananlar çok da farklı değildi. Muhalifleri Mustafa Kemal Atatürk’ü kendi kurduğu Meclis’ten atmak için kurşun değil, bir yasa teklifini kullandılar. Çoklu değişiklik içeren teklifin 14. Maddesi direkt Atatürk’ü hedef alıyordu.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki çalışmalar, o gün Meclis 2. Başkanı Adnan (Adıvar) Bey tarafından yönetiliyordu.

Adnan Bey, Milletvekili Seçim Kanunu’nda değişiklik yapılmasını isteyen tasarı komisyonu tutanağı olduğunu söyledi.

Milletvekilleri komisyon tutanağının okunmasını istediler ama Adnan Bey, teamül gereği bu teklifin okunmadan komisyona gönderilmesi gerektiğini söyledi.

Atatürk yerinden kalkarak, “Bu tasarı doğrudan şahsımı ilgilendirdiği için izin verirseniz birkaç kelimeyle düşüncemi belirtmek istiyorum” dedi.

Tarihin en büyük komplolarından birisi, Mustafa Kemal Atatürk’ü kurduğu Meclis’ten atma çabası işte o konuşmayla bozuldu.

TBMM üyesi 3 ismin imzasını taşıyan teklif, doğum yeri Misak-ı Milli sınırları içerisinde olmayanlarla, 5 yıl aynı yerde ikamet etmiş olmayanların milletvekili seçilemeyeceğini öngörüyordu. Hedef alınan Mustafa Kemal Atatürk’tü ve onun milletvekili seçilme hakkını engellemeye çalışıyorlardı.

Mustafa Kemal Atatürk, tüm hitabet gücünü kullanarak, doğduğu Selanik’in, Misak-ı Milli sınırları dışında kaldığını ve cepheden cepheye koşarken 5 yıl bir yerde ikamet edemediğini anlattı. Konuşmasının o bölümünü “Hiçbir yerde 5 yıl oturamayacak kadar çok çalışmış bulunuyorum” cümlesiyle bitirdi.

Önergede imzası bulunan Canik Milletvekili Emin Bey, Erzurum Milletvekili Süleyman Necati, Mersin Milletvekili Selahattin Bey çok zor durumda kaldılar, kıvırmaya çalıştılar. Onlara destek veren başka isimler de vardı.

Erzurum Milletvekili Hüseyin Avni Bey, “Meclis feda ederse, o da edilsin” sözleriyle maskeyi düşürdü.

O planları başarılı olmadı ama Mustafa Kemal Atatürk’ü saf dışı bırakma planından hiç vazgeçmediler, iş İzmir suikastına kadar uzadı.

Tarih 19 Mayıs 2024, yer İstanbul…

Nutuk, “1919 senesi Mayıs’ının 19’uncu günü Samsun’a çıktım” cümlesiyle başlar.

Mustafa Kemal Atatürk’ün mücadelesini sadece askeri başarılar ve “Yunan’ı denize dökmek” olarak algılayanlar için Nutuk düşmana ve İstanbul Hükümeti’ne karşı zafere ulaşmanın hikayesidir.

Oysa Nutuk bu değil, kalıp olarak kullandığımız “Atatürk ve silah arkadaşları” tanımlaması da doğru bir tanımlama değildir.

Nutuk’ta sadece düşman ve İstanbul Hükümeti’yle mücadele anlatılmıyor. Amasya Genelgesi’ne imza koymaktan çekinenler, Mustafa Kemal Atatürk Sivas Kongresi’nde Başkan olmasın diye uğraşanlar, ABD mandası gelsin diye önerge verenler, son Osmanlı Meclisi’ne gidip, orada Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatları dışında hareket edenler, İstanbul’daki Meclis’te başkanlık yapıp, Ankara’ya geçtikten sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Başkan Yardımcısı olanların, İstanbul görevinde aldıkları maaşın aynısını isteme pazarlığı yapanları anlatır.

Nutuk, bir yanıyla Mustafa Kemal Atatürk’ün yalnızlığını diğer yanıyla Mustafa Kemal Atatürk’ün büyüklüğünü de anlatır bize…

Zafere çok sahip çıkan olur ya, bugün yaşadığımız durum da çok farklı değil aslında.

Mesela Mustafa Kemal Atatürk’ü ülkeyi kurtarması için Padişah’ın Samsun’a yolladığı fikrini savunanlar var fazlasıyla.

Öyle olsa Sakarya Meydan Muhaberesi sürerken, İstanbul’da düğün yapan bir padişah olur muydu acaba?

Mustafa Kemal Atatürk ile defalarca karşı karşıya gelmiş birisi olan Ali Fuat Paşa, eniştesi Dahiliye Nazırı Mehmet Ali Bey sayesinde Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a yollandığını iddia eder. Dedim ya, galibiyete sahip çıkan çok olur hep…

Meselenin Samsun’a varmak olmadığını, özgürlük mücadelesini örgütlemek ve yönetmek olduğunu hep gözden kaçırır bu isimler.

Nutuk 1927’de okundu ama Mustafa Kemal Atatürk’ün mücadelesi hiç bitmedi.

Bitmiş olsaydı, Kurun Gazetesi’nde Asım Us imiyle, Hükümetin Hatay politikasını eleştiren yazılar yazmak zorunda kalmazdı.

Görünen o ki, Türkiye Cumhuriyeti yaşadıkça Mustafa Kemal Atatürk’ün mücadelesi hiç bitmeyecek…

Yorum yapın